Tüm Dünyanın Ortak dili; Beden dili!
Bir gün yine okulun yemekhanesinde yemek yiyorum tek başıma. (fukaralığa ve yalnızlığa dikkat lütfen :) ) Birden 'I'm sorry can I sit down?' diyen zenci bir arkadaşın sesiyle n'oluyoruz dedim. Bilmeniz gereken şu ki İngilizce özürlü bir insanın başından geçiyor bu olay :) Kafamın içinde şimşekler çakıyor. Dediklerini anlamam için gerçekten İngilizceyi şakır şakır konuşan bir arkadaşımın olması lazım çünkü tahmin ettiğiniz üzere adam aksanlı konuşuyor. Neyse bi' baktım
parmağıyla sandalyeyi işaret ediyor. Bende elimle sandalyeyi işaret ettim, başımı sağa eğerek. İkimizde gülümser şekilde şaşkın şaşkın birbirimize bakıyorduk ki 'sorry sorry afiyed olsün' deyiverdi. Bende mükemmel ingilizcemle (!) 'Tanks' dedim. Başladı anlatmaya ama Gandialıymış, 23 kardeşmiş anladığım tek şey bu. Ben cümle kurmak istiyorum, aklımda özne nereye konmalıydı yüklem şuydu offf şu ne demekti demekten iki kelamı zor ettim. Oda Hz.Google Amca sayesinde. Açıkçası dışarıdan nasıl göründüğümü merak ediyorum çünkü zeybek oynar gibiydim. Havada kaç tur attırdım ellerimi bilmiyorum. Neyse ki yalnız değilim o da aynı şekildeydi.:) Adam 'You're going to Istanbul by plane? İstanbul'a uçakla mı gidiyorsun?' diyormuş ben anlamıyorum. Sen İstanbül go diyor ben two ay sonra gideceğim diyorum. adam kafayı yiyor resmen. Kalktı ayağa bir noktayı gösterdi İstanbül dedi diğer noktayı gösterdi Kaserii dedi. Bi' baktım eliyle havada bir şey yapıyor. (hani çocuklara mama yedirmek için uçak geliyor uçak geliyor aç bakalııııımm deriz ya heh tam o işaret işte :D ) tabii benim jeton düştü 'heeeee yes yes uçakla gidiyoruumm' dedim. bu olay yaklaşık 20 dakikada gerçekleşti ders saatimin geldiğini anlatabilmek için ise sadece bileğimi gösterip elimle ileri doğru işaret etmem yetti. "Taniştiğima memnun oldum Gulsum." dedi ve ayrıldık.
parmağıyla sandalyeyi işaret ediyor. Bende elimle sandalyeyi işaret ettim, başımı sağa eğerek. İkimizde gülümser şekilde şaşkın şaşkın birbirimize bakıyorduk ki 'sorry sorry afiyed olsün' deyiverdi. Bende mükemmel ingilizcemle (!) 'Tanks' dedim. Başladı anlatmaya ama Gandialıymış, 23 kardeşmiş anladığım tek şey bu. Ben cümle kurmak istiyorum, aklımda özne nereye konmalıydı yüklem şuydu offf şu ne demekti demekten iki kelamı zor ettim. Oda Hz.Google Amca sayesinde. Açıkçası dışarıdan nasıl göründüğümü merak ediyorum çünkü zeybek oynar gibiydim. Havada kaç tur attırdım ellerimi bilmiyorum. Neyse ki yalnız değilim o da aynı şekildeydi.:) Adam 'You're going to Istanbul by plane? İstanbul'a uçakla mı gidiyorsun?' diyormuş ben anlamıyorum. Sen İstanbül go diyor ben two ay sonra gideceğim diyorum. adam kafayı yiyor resmen. Kalktı ayağa bir noktayı gösterdi İstanbül dedi diğer noktayı gösterdi Kaserii dedi. Bi' baktım eliyle havada bir şey yapıyor.

sözcük :%10
ses tonu %30
beden dili: %60
Size en büyük ispatımsa bu yaşadığım olay. Ayyyy az daha unutuyordum aklınızda bulunması gereken küçük bir detay var. Bazı ülkelerde beden dili farklılık gösteriyor. Hangi ülkeler, nasıl farklılıklar merak ediyorsanız bir sonra ki yazımda buna değineceğim bilginiz olsun :)
İletişerek kalınız efenim :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder