27 Kasım 2015 Cuma

KEMANI AĞLATAN ADAMA...

Müzik benim için iletişimin farklı bir perspektiften bakılmış hali. İnsanları dinlediği müziğe bakarak yorumlama şansımız var bana göre. Yıldız Tilbe'den "Yürü Anca Gidersin" şarkısını dinleyen bir insanın ruh halini tahmin etmek zor mudur sizce? Valla şahsen canımdan bile bezmişken Yıldız abladan dinleyeceğim şarkı bu olmaz açıkçası. "Kafam Hafif Dumanlı" olur, "Bir Tek Düşüncem" olur ama "Yürü Anca Gidersin" olmaz. ( ha tabii birisine kinaye yapmak içinse orasını bilemem :) ) Bu arada sizde de herkesten her şeyden kaçma istediği oluyor mu? Herkesin hayali olan o ormandan deniz kokusunu ciğerlerimize dolduracağımız, yıldızlara elimizi uzatsak tutacağımızı sandığımız, saatlerce yalnız kalsak da doyamayacağımızı hissettiğimiz o hayali kasabaya kaçmak isteği...
Peki oraya kaçarken yanınıza ne almak isterdiniz? Ben müziksiz yapamayanlardan olduğum için sonsuz şarjı olan bir tablet alır içine de klasik müziğin benim için duayeni olan Farid Farjad'ı doldururdum. Fars asıllı "Kemanı ağlatan adam" lakaplı Farid ağabeyle tanıştığımda 10. sınıfa yeni geçmiştim. O zamanlar bazı psikolojik rahatsızlıkların eşiğinde ergenliğin tavan yaptığı dönemlerdeyim :) Arabesk müziği damarlarına kadar işletmiş körpe ergeninizin doktoru o tarz müzikleri yasaklayınca yeni çıkışı bambaşka bir alanda aramaya başladım. O zamanlar "Bin Bir Gece" diye bir dizi vardı orada ki Onur Aksal (nam-ı diyar muhteşem yüzyılın Sülümanı) devamlı klasik müzik dinlerdi. Kulağıma öyle hoş gelirdi ki dedim bi' bakıyım o adamda yarattığı etkiyi bende de yaratacak mı? :) Dinledim, ilk dinlediğimde soda getirin bana diye çığlık attım. Ayol gıy gıy gıy içim şişti :) Sonra o içimi şişiren müzik ruhumu okşamaya başladı Farid ağabey sayesinde. Farid ağabeyin hayatını da yaptığı müziklerden anlayabilirsiniz aslında. İran'dan İslam Devrimi olmadan önce ayrılmış olmasına rağmen devrimden sonra orada müziğin "haram" ilan edilmesi onu derinden sarsmış ve kendi deyimiyle doğadaki hüznü notlara dökmüştür. Onunla ilk tanışmam 'Goleh Pamchal' eseri ile oldu. Tavsiye ederim gerçekten, dinleyin. Hem bu ağabeyimiz Türk kültürüne de yabancı değil. ABD de yaşayıp Amerikan vatandaşlı alsa bile kendini İranlı Farslı olarak tanımladığı için komşu kültürü olan Türk müziğinin

"Sarı Gelin" ve "Ayrılık" eserlerini kendi yorumuyla beğenilere sunmuştur. Hep dış görünüşümüze yatırım yapıyoruz, birazda içimizi yatırım yapmalıyız diye düşünüyorum. Haklısınız, bu söylediklerim zevk meselesi. Benim için mükemmel olan sizin için berbat ötesi gelebilir. Fakat denemekten ne kaybederiz ki? Yalnız kaldığınız bir gün, o herkesten kaçmak istediğiniz anda Farid ağabeyi açın, sığınağınız da zihniniz olsun. Düşünürler bile ne demişti:
 "Hayal ettiğin kadar varsın bu dünyada."
 İletişim her yerde, her şeyde derken yalan söylemiyordum. Dinlediğiniz müzik, söylediğiniz söz, attığınız bir bakış, yaptığınız bir hareket... Siz farkında olun ya da olmayın hepsi dış dünya ile iletişim kuruyor ve kurmaya da devam edecek. Hep dediğim gibi;
İletişerek kalınız efenim :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder