14 Mart 2016 Pazartesi


anKARA...
Başımız Sağ Olsun...


Nereden başlayacağımı, nasıl başlayacağımı, ne diyeceğimi inanın bilmiyorum. Şuursuzca yazdığımı söylemek bile mübalağa sayılmaz. İki gün önce 12 Mart'tı. İstiklal Marşı'nın kabulü. Hani şu; " Allah bu ülkeye bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın." dediğimiz gün. Dün 13 Mart'tı üniversite heyecanı için YGS'ye giren binlerce genç vardı. Ancak hevesler kursakta kaldı çünkü 37 kişinin hayatını kaybederken 127 kişinin yaralandı... 4 gün sonraysa  18 Mart "Çanakkale Şehitlerini Anma Günü" Tarihler bizlere bir şeyler mi fısıldıyor acaba diye düşünür oldum artık. Bu kadarı tesadüf olabilir mi? Ecdad bizlere bir şeyler mi anlatmaya çalışıyor yoksa sadece kana susamış köpeklerin adi oyunu mu bu?
Sabahtan beri tüm haber sitelerini geziyorum, okuyorum. Üzüntümü dile getirecek ne bir söz bulabiliyorum ne de susabiliyorum. Yalnızca midem bulanıyor. Bilmem üzüntüden, bilmem kalleşliği yüreğimde hissettiğimden. Aklımda kocaman bir soru işareti var yalnızca. "BU GİDİŞ NEREYE?"

         Hayatım boyunca en çok iki şeyden nefret ettim ben. Birincisi belirsizlik, ikincisi mecburiyet... Şuan her ikisini de yaşıyorum. N'oluyor benim cennet vatanıma? Neler oluyor benim ülkemin güzel insanına? N'oluyor benim din kardeşlerime? N'oluyor bize? N'oluyor Türkiyeme? N'oluyor? Birisi cevap versin artık n'olur, n'oluyor! Bir fotoğraf gözümün önünden gitmiyor! Benim güzel kardeşim kanlar içinde kaldırımın bir kenarında yatıyor. Her yer kapkara, kardeşimin üstü yerden daha kara. Hangi anne evladını öyle görmeye dayanabilir? Hangi baba evladını öyle görüp de susabilir? Hangi yetkili o anne babanın yüreğini söndüren bir açıklama yapabilir? Şuan şu satırları yazıyorum ama ya bir başkası benim hakkımda bu satırları yazıyor olsaydı, o anne baba yerine benim annemden babamdan bahsediyor olsaydı ve o fotoğraftaki genç ben olsaydım? Ya da "sen" olsaydın?

         Terörü lanetlemek yetmiyor, sokaklara dökülüp bağırmak çağırmak yetmiyor, kan dökmek yetmiyor. Bizi ayağa kaldırabilecek tek çıkış yolu var. Kesin çözümler! Öylesine önlem alınsın ki değil birini öldürmek aklının ucundan bile geçirilemesin!  Ülkem artık şehit haberleriyle, ölüm haberleriyle değil her santiminde çiçeklerin açtığı haberlerle uyansın güne. Unutmadan bir şey daha eklemek istiyorum müsaadenizle cümlelerime. Kürt kardeşlerime bu sözlerimde. Bu ülke 'ben'im değil 'sen'in değil 'biz'im. Sen yok! Ben yok! Biz var! yıllardır bu böyleydi hala da böyle. Üç beş kanı bozuk yüzünden kardeşliğimiz bozulmaz bizim. Kürt = Terörist demek olmadığını öğrendi bu millet. Her zamankinden daha sıkı sarılma günü bugün, yarın ve daima... 

Türkiyem Başın Sağ Olsun....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder